İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Bahçelievler’de Erzurum İftar Sofrası Buluşması’na katıldı. Konuşmasına bugünün hem Erzurum’un kurtuluşunun hem de İstiklal Marşı’nın kabulünün yıl dönümü olduğunu belirterek başlayan Kurum, ‘’ Erzurum’un dadaşları, bundan tam 100 yıl önce, ülkemizin en karanlık, en umutsuz günlerinde, Millî Mücadelemizin ve umudun meşalesini yakmış, geleceğimizi, istikbalimizi aydınlatmıştır. Erzurum’un yiğitlerinin yazdığı kahramanlık destanı ebediyete kadar yaşayacak olan İstiklal Marşımıza da ilham olmuştur.’’ dedi. Mevcut İBB yönetimini eleştiren Kurum, ‘’İstanbul’da yaşamak artık bir külfet haline geldi. Bugün İstanbul’da maalesef şu koca 5 yılda yapılmış bir ulaşım yatırımı yok. Yapılmayı bırakın bizim ihalesini yaptığımız metro hatlarını bile iptal ettiler. O da yetmedi gittiler hafriyat döktüler, o da yetmedi bizim tünellerimize beton dökerek tarihe geçtiler. Onlar ne yaparsa yapsın, onlar hangi yalanın peşinden koşarsa koşsun biz milletimizle birlikte yol yürüyeceğiz.’’ ifadelerini kullandı. Mevcut yönetimin İstanbul’un bütçesini deprem dönüşümü yerine algıya ve reklama harcadığına dikkat çeken Kurum, “Bunlar geçtiğimiz 5 yıl içerisinde reklam bütçesini deprem bütçesinin 2 katı olarak harcadılar. Reklama para ayırdılar, reklama zaman ayırdılar, algıya zaman ayırdılar ama deprem dönüşümüne ne kaynak ne de zaman ayırmadılar. Üstüne üstlük verdikleri sözleri diğer işlerde olduğu gibi yine tutmadılar. Koca 5 yılda sadece 5 bin konutu dönüştürebildiler.” şeklinde konuştu. Asıl meselenin İstanbul’u geleceğe hazırlamak olduğunu sözlerine ekleyen Kurum, “Mesele Murat Kurum meselesi değil. Mesele Türkiye Yüzyılı’nda, yeni yüzyılda İstanbul’un geleceği meselesidir.’’ diyerek konuşmasını tamamladı.
Erzurum’un dadaşları, Millî Mücadelemizin ve umudun meşalesini yakmış, geleceğimizi, istikbalimizi aydınlatmıştır’’
Bugünün Erzurum’un kurtuluşunun yıl dönümü olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Kurum, ‘’Erzurumlu Abdurrahman Gazi’nin, İbrahim Hakkı Hazretlerinin, Nene Hatun’un torunlarıyla, sizlerle bir aradayız, biriz, beraberiz, gönül gönüleyiz. Bizleri bugün bir kardeşi, bir evladı olarak ağırlayan, bağrına basan Erzurum’un tüm yiğit dadaşlarına canı gönülden teşekkür ediyorum. Erzurum’un dadaşları, bundan tam 100 yıl önce, ülkemizin en karanlık, en umutsuz günlerinde, Millî Mücadelemizin ve umudun meşalesini yakmış, geleceğimizi, istikbalimizi aydınlatmıştır.
Erzurum’un gözü pek, yiğit, mert, fedakâr, cefakâr, vefakâr dadaşları vatanın en zor günlerinde ülkesinin yanında durmuş, düşmana karşı, işgale karşı çağlayan bir sel olmuştur. Ve Erzurum’un yiğitlerinin yazdığı kahramanlık destanı ebediyete kadar yaşayacak olan İstiklal Marşımıza da ilham olmuştur. İşte bugün aynı zamanda, İstiklal Marşı’mızın kabul edilişinin yıldönümü. İstiklal Marşı’mızda Mehmet Akif Ersoy, ne diyor: ‘Bu ezanlar ki, şehadetleri dinin temeli / Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli’ Merhum Mehmet Akif’e bu satırları yazdıran işte bu ruhtur. Biz de diyoruz ki Rabbim; ezanlarımızı minarelerden, bayrağımızı gönderden indirmesin. Rabbim milletimizin yüzünü eğmesin, devletimize zeval vermesin.’’ dedi.
Erzurumluların en zor zamanda bile devletini, milletini düşündüğünü söyleyen Kurum, ‘’Bayrağımızı, vatanımızı düşünen buradaki dadas kardeşlerimizle, dadaşlarımızla gittiğimiz her yerde de o gördüğümüz milletimizin, devletimizin ne zaman zor bir zamanı olsa en ön safta yer almış kardeşlerimizle beraberim. İyi ki varsınız diyorum. İyi ki bu ülkenin dadaşları var, iyi ki Erzurumlu kardeşlerimiz var ve iyi ki sizlerle birlikte yol yürüyoruz.’’ şeklinde konuştu.
‘’Gece gündüz demedik, milletimizin acı gününde, zor gününde, her anında hep yanında olduk, yanı başında olduk’’
Erzurumluların ‘Dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden aşar’ sözünü anımsatarak konuşmasına devam eden Kurum, ‘’Biz sizlerle birlikte nice zorlukları aştık, nice engellerin üstesinden geldik, nice badireler atlattık. Ama durmadık, yılmadık her zaman davamız da, gayemiz de, hedefimiz de büyük ve güçlü Türkiye oldu. İşte bu anlayışla her zaman sizlere, 81 ilimize en güzel hizmetleri götürmenin gayretiyle çalıştık, çabaladık. Gece gündüz demedik, milletimizin acı gününde, zor gününde, her anında hep yanında olduk, yanı başında olduk. Bugün tüm şehirlerimize dokunmuş, her şehirde muhakkak bir eseri, projesi olan bir kardeşiniz olarak karşınızdayım. İşte asrın felaketinde 11 ilde üç ayda 180 bin konutun yapımını biz başlattık. Elâzığ depreminin ardından yaptığımız konutlarla milletimize huzurlu ve güvenli bir yaşamı biz sunduk. Manavgat’ta tarihin en büyük felaketi sonrası 1 yıl geçmeden yaptığımız yeni sıcak yuvaları biz teslim ettik.
‘’Söz verip de o sözleri unutanlardan olmayacağız’’
Vatandaştan taraf olduklarına ve bahanelerin arkasına sığınmadıklarına vurgu yapan Kurum, ‘’Hiçbir zaman iftiraların, dedikoduların arkasında yer almadık. Her zaman milletimizle birlikte yol yürüdük. Sırtımızı milletimize yasladık ve işte Erzurum’a da gittiğinizde bizim Erzurum’da eserlerimizi görürsünüz. Ulu Cami’nin karşısına baktığınızda karşınızdaki kale sizi selamlar. Hemen Ulu Cami’nin yanındaki o muhteşem millet bahçesiyle birlikte şehrin çocuklarının, gençlerinin, oradaki Erzurumlu dadaşların huzur, güven içerisinde orada vakit geçirdiğini görürsünüz. Az ileriye gittiğinizde Erzurum’daki çevresiyle, doğasıyla yapmış olduğumuz yeni kentsel dönüşüm projelerimizi ve yine Erzurum’un istihdamına katkı sağlamak amacıyla sanayi sitesiyle alakalı çalışmalarımızı görürsünüz. 5 yıllık bakanlık dönemimde Erzurum’un her bir ilçesine hizmet etmiş, Erzurumlu dadaşlar ve oradaki kardeşlerimizle el ele vermiş ve Erzurum’un yarınları için mücadele etmiş bir kardeşinizim.
Bu anlayışla şimdi sadece İstanbul diyoruz, İstanbul’un sorunlarına, İstanbul’un problemlerine odaklanıyor ve İstanbul’umuzun geleceği adına buradaki milletvekillerimizle, Belediye başkanlarıyla birlikte gece gündüz çalışacağız. Hiçbir zaman orada milletimizin bizden beklentilerini taleplerini görmezden gelmeyeceğiz. Söz verip de o sözleri unutanlardan olmayacağız. İşte buradan Yiğit dadaşlara, Erzurumlu kardeşlerimize söz veriyorum. 1 Nisan’dan sonra da Erzurumlu kardeşlerimizin burada huzur içerisinde vakit geçireceği bir kültür merkezini de İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak sizlere kazandıracağız. Yaklaşık 70 gündür İstanbul’umuza hizmet etmek, İstanbullu ve Erzurumlu kardeşlerimize yine eserlerimizle çalışıp, üretip İstanbul’un refahını artırmak için hayallerimizi paylaşıyoruz. ‘’ dedi.
‘’Bizim tünellerimize beton dökerek tarihe geçtiler’’
İstanbul’da yaşamanın artık bir külfet haline geldiğini belirten Kurum, ‘’Bugün baktığınızda buraya bile gelmenin eziyet olduğu, çile olduğu, birçok misafirimizin maalesef iftara dahi yetişemediği bir durumla karşı karşıyayız. İstanbul’da artık yaşamak bir külfet haline geldi. Bugün İstanbul’da maalesef şu koca 5 yılda yapılmış bir ulaşım yatırımı yok. Yapılmayı bırakın bizim ihalesini yaptığımız metro hatlarını bile iptal ettiler. O da yetmedi gittiler hafriyat döktüler, o da yetmedi bizim tünellerimize beton dökerek tarihe geçtiler. Onlar ne yaparsa yapsın, onlar hangi yalanın peşinden koşarsa koşsun biz milletimizle birlikte yol yürüyeceğiz. Milletimizin refahı için önümüzdeki 5 yıl içerisinde şu anki mevcut 340 kilometre metro hattını yeni açılanlarla birlikte 5 yıl içerisinde 650 kilometreye çıkaracağız. Yapacağımız kavşaklarla, tünellerle ve yol düzenlemeleriyle birlikte İstanbul’daki şu anki ulaşım süresini 64 dakikadan 39 dakikaya düşüreceğiz. İstanbul’da metro gitmeyen tek bir ilçemiz kalmayacak vatandaşlarımız nereye, ne zaman gideceğini en iyi şekilde bilecek. O hizmeti en güzel şekilde alacak ve burada vatandaşlarımızın, hanım kardeşlerimizin sokaktaki huzursuzluk ve güvensizliği yine biz gidereceğiz.’’ sözleriyle mevcut İBB yönetimini eleştirdi.
‘’ ‘650 bin konut İstanbul’da yapılmamalı’ diyor’’
İstanbul’un bir deprem şehri olduğunun altını çizen Kurum, ‘’ İstanbul’umuz da deprem olacağını, olası depremlerle ilgili de çok büyük kayıplar yaşayacağımızı bilim insanlarımız söylüyor. Bugünden tezi yok, Bahçelievler’imizde, İstanbul’umuzun 39 ilçesinde dönüşüm yapmamız, deprem dönüşümü yapmamız gerekiyor. Deprem dönüşümüne ilişkin 650 bin konut yapacağımızı, bunun yarısını Büyükşehir Belediyesi olarak bizim karşılayacağımızı ve burada tek bir riskli yapı kalmayıncaya kadar İstanbul’da dönüşümle alakalı alınması gereken tüm sorumluluğu alacağımızı ifade ettiğimizde bu yarı zamanlı Belediye Başkanlığı yapan zat ne diyor biliyor musunuz? ‘Bunların yapılmasına gerek yok’ diyor. ‘650 bin konut İstanbul’da yapılmamalı’ diyor.’’ ifadelerini kullandı.
‘’Reklama para ayırdılar, reklama zaman ayırdılar, algıya zaman ayırdılar ama deprem dönüşümüne ne kaynak ne de zaman ayırmadılar’’
Mevcut yönetimin İstanbul’un bütçesini deprem dönüşümü yerine algıya ve reklama harcadığına dikkat çeken Kurum, “Bunlar geçtiğimiz 5 yıl içerisinde reklam bütçesini deprem bütçesinin 2 katı olarak harcadılar. Reklama para ayırdılar, reklama zaman ayırdılar, algıya zaman ayırdılar ama deprem dönüşümüne ne kaynak ne de zaman ayırmadılar. Üstüne üstlük verdikleri sözleri diğer işlerde olduğu gibi yine tutmadılar. Koca 5 yılda sadece 5 bin konutu dönüştürebildiler.” dedi.
‘’Milletimizle el ele vereceğiz milletimize verdiğimiz sözleri tutacağız’’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı döneminde 81 ile 500’ü aşkın ziyaret gerçekleştirdiğini, her ilde bir eseri olduğunu söyleyen Kurum, “Belki Erzurum’u 10 kere ziyaret etmiş, Erzurum’un sorunlarını çözmüş, oradan çıkmış Hatay’da, Adıyaman’da, Gaziantep’te milletimizle birlikte o acı günlerde el ele vermiş, söz vermiş, o sözleri tutmuş bir kardeşinizim. O sözleri yaparken yine geldik biz İstanbul’da 173 bin konutun dönüşümünü başlattık. Afet konutlarımızı tamamladık. İstanbul’umuza tam 80 bin sosyal konutu ürettik. Durmadık, biz milletimize yeşil alanlar sunalım dedik, 81 ilde 72 milyon metrekare millet bahçesi yaptık. O da yetmedi 80 tarihi meydanımızın ihyası için çalıştık. O da yetmedi altyapıya ilişkin, üst yapıya ilişkin belediyelerimizle, vatandaşlarımızla el ele verdik ve oradaki vatandaşımızın huzuru için refahı için çalıştık. Bundan sonra da böyle çalışacağız. Bundan sonra da milletimizle el ele vereceğiz milletimize verdiğimiz sözleri tutacağız.” diyerek konuşmasına devam etti.
‘’Bir tarafta ‘İsrafı bitirdik’ deyip tabelalara 350 milyon lira harcayanlar, diğer tarafta İstanbul’un geleceği için çalışanlar var’’
31 Mart seçimlerinde verdiği sözleri tutmayanlar ile sadece İstanbul’a 365 milyar lira yatırım yapanların karşı karşıya geleceğini belirten Murat Kurum, “31 Mart’a 19 gün kaldı. 31 Mart’ta bir tarafta sözünü tutmayanlar, sözünü unutanlar, diğer tarafta da koca 5 yılda İstanbul’a 365 milyar lira yatırım yapanlar olacak. Bir tarafta İstanbul’un kaynaklarını, Bahçelievler’in kaynaklarını çarçur edip, ‘İsrafı bitirdik’ deyip tabelalara 350 milyon lira harcayanlar, bir tarafta da gecesini gündüzüne katmış, İstanbul’un geleceği için çalışanları tercih edeceksiniz. Bir tarafta 2 günlük konsere 550 milyon lira para harcayanları göreceksiniz ama diğer tarafta da hem konserleri yapan hem gençliğin geleceğini inşa eden hem verdiği sözleri tutan bundan sonra da aynı anlayışta çalışacak iradeyi görürsünüz.
Ben hangi siyasi partiye oy verirse versin tüm vatandaşlarımızdan şapkayı önlerine koyup bu soruların yanıtını vermelerini, aramalarını istiyorum. Ben inanıyorum ki birlikte rahmet vardır. O hadisin de müjdesine kavuşacak ve Cumhur İttifakı’mızla birlikte 31 Mart’ta inşallah hep birlikte İstanbul’umuzu ayağa kaldıracağız, sizlere layık bir şehir haline getireceğiz. Bunun için çalışacağız, bunun için çabalayacağız. Tevazu içerisinde olacağız, samimi olacağız, gayret göstereceğiz. Hiçbir zaman kibirli olmayacağız. Hiçbir zaman vatandaşımızdan uzak durmayacağız. Hiçbir zaman sözlerimizi unutmayacağız. El birliğiyle İstanbul’umuzu geleceğe hazırlayacağız. Bu seçimin bu kadar önemli, bu kadar kritik olduğunu sizlere ifade ediyorum.” şeklinde konuştu.
‘’Mesele Türkiye Yüzyılı’nda, yeni yüzyılda İstanbul’un geleceği meselesidir’’
Asıl meselenin İstanbul’u geleceğe hazırlamak olduğunu sözlerine ekleyen Kurum, “Mesele Murat Kurum meselesi değil. Mesele Türkiye Yüzyılı’nda, yeni yüzyılda İstanbul’un geleceği meselesidir. Meseleye gençlerimizin meselesidir. Meseleye kadınlarımızı, ev kadınlarını ayrıştıran anlayışa verilecek cevabın meselesidir. Mesele askerliğini kısa dönem yapmış veya bedelli olarak yapmış kardeşlerimizin 31 Mart’ta vereceği cevabın meselesidir. Biz bütün dilleri, dinleri, ırkları, inançları, mezhepleri huzur içerisinde yaşamış İstanbul’umuzda huzuru ve güveni artırmak istiyoruz. 31 Mart’ta İstanbul’un sadece başkanı değil İstanbullu kardeşlerimizin evladı olmaya, onların yoldaşı olmaya talibiz.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.