İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fatih ve Beyoğlu’ndaki İBB Miras şantiyelerindeki çalışmaları yerinde inceledi. “Olağanüstü güzellikleri İstanbulluya hazırlamak üzereyiz” diyen İmamoğlu, “Haliç, artık böyle bir sanat havzasına dönüyor. Olağanüstü güzellikleri İstanbulluya hazırlamak üzereyiz. Günün sonunda bu restorasyonların amacı; bu tarihi alanları, İstanbul’un gerçek değerini, bütün dünyaya dahi gösterme ve hissettirmek. Umuyorum hızlıca bu güzellikleri İstanbul’a kazandırırız; keyifle misafirlerimizi güzel İstanbul’umuzda ağırlamaya devam ederiz” şeklinde konuştu. İmamoğlu, gezi sırasında karşılaştığı taksiciyle sohbetinde de “Dünyayı geziyoruz. Dünyanın en fazla şikayet alan ve şehrine yakışmayan taksisi bizde. Senin mal sahibin, şu arabayı sana veriyorsa, olmaz yani. Plakası 3,5 milyon lira. Taksi, içine binilmeyecek taksi. Düzelteceğiz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Miras ekiplerinin Fatih ve Beyoğlu ilçelerindeki tarihi alanlarda yaptığı restorasyon çalışmalarından bazılarını yerinde inceledi. İmamoğlu sırasıyla; Fatih Cibali’deki Seyyid-i Velayet Türbesi ve Asude Hatun Türbesi, Balat’taki Ceneviz Evi ile Beyoğlu Şahkulu Mahallesi’ndeki Metro Han’ı ziyaret etti. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel ve İETT Genel Müdürü Alper Bilgili’den çalışmalarla ilgili bilgi alan İmamoğlu, tarihi yarımada ve Haliç kıyılarındaki çalışmalarla ilgili değerlendirmesini de Ceneviz Evi’nin, restore edilen çatısında yaptı.
“BU HARARET DAHA DA BÜYÜYECEK”
“Fatih’te ihmal edilmiş ve gerçekten tarihi açıdan çok kıymetli, manevi açıdan daha da kıymetli türbe restorasyonlarını dolaştık” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Fatih’in her alanı, her sokağı, ayrı bir tarihi değer. Bu değerleri, yaşamak ve yaşatabilmek lazım; mümkün olduğu kadar gösterebilmek lazım. İstanbul’un Fatih’i, yani tarihi yarımadası, benim gözümde şöyle canlanıyor: Milyonlarca yerli, yabancı turistin, sokaklarında aynı anda gezdiği, aracın hemen hemen hiç olmadığı bir dünya. Çünkü burası, dünyanın belki de en eski, bir o kadar da en güçlü, bir o kadar da 3 imparatorluğa başkentlik yapmış muazzam bir dokuya sahip. İçinde Haliç, bir tarafında Marmara. Olağanüstü bir coğrafya. Burada bu restorasyonları hızlandırmak, bu örnekleri görmek… Gördükçe, bence o hararet daha da büyüyecek. Sadece biz değil, ilçe belediyesi de başka kurumlar da bazı özel girişimler bu işi büyütecekler.”
“İSTANBUL’UN GERÇEK DEĞERİNİ BÜTÜN DÜNYAYA GÖSTERMEK AMACINDAYIZ”
Cibali’den Balat’a doğru ve diğer akslarda bir takım restorasyonların sürdüğü bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Buranın biraz daha kültür sanat alanı olarak gelişimi olsun istiyoruz. Ki Haliç, artık böyle bir sanat havzasına dönüyor. Bu yaklaşımı burada görüyoruz. Hemen karşıda Haliç Tershanesi’ne bakıyoruz, ki orada da olağanüstü güzellikleri İstanbulluya hazırlamak üzereyiz. Günün sonunda bu restorasyonların amacı; bu tarihi alanları, İstanbul’un gerçek değerini, bütün dünyaya dahi gösterme ve hissettirmek. Umuyorum hızlıca bu güzellikleri İstanbul’a kazandırırız; keyifle misafirlerimizi güzel İstanbul’umuzda ağırlamaya devam ederiz” dedi.
SEMT PAZARINA UĞRADI
İmamoğlu, Cibali’deki türbe ziyaretleri sırasında, bölgedeki semt pazarına da uğradı. Pazarcı esnafına hayırlı işler dileklerini ileten İmamoğlu, alışveriş yapan vatandaşlardan gelen ekonomik krizle ilgili serzenişleri de dinledi. Esnafın ikram ettiği ayvadan tadan İmamoğlu, mahallede kafe işleten Hülya-Ahmet Açer çiftinin davetini kırmadı. Burada kahve molası veren İmamoğlu, Cibali’den Balat’a kadar olan mesafeyi yürüyerek tamamladı. Yürüyüş sırasında kimi vatandaşlar İmamoğlu ile fotoğraf çektirirken, bazı yurttaşlar da sorunlarını İBB Başkanı’na aktarma fırsatı buldu.
TAKSİCİ ESNAFIYLA SOHBET
Yol üstünde karşılaştığı bir taksi şoförüyle de sohbet eden İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Senin plaka sahibin, senin gibi beyefendi bir esnaf bulmuş. Davet etmiş, sen de bu işi yapıyorsun. Bir de var ki; plakanın sahibi belli değil, bilmem ne belli değil. Bir kontrol ediyoruz; bir yere kadar. Denetliyoruz; bir yere kadar. Bu işin düzenli bir zemine oturması lazım. Benim, sizin hakkınızı vermede nasıl ileri durduğumu herkes görüyor. Millet, size 3-5 kuruş zammı zor görürken, biz, ısrarla diyoruz ki; ‘Arkadaş, bu adamın tekeri dönmez.’ İşin bir boyutu bu ama esas boyutu şu: Bazı AVM’lerin önünde 100 dolar veren, taksiye biniyor. Böyle bir kepazelik olur mu? Olmaz. Sen de burada iş bekliyorsun. O bakımdan, bu işin bir düzene, intizama kavuşması için mücadele ediyoruz. Desek ki; ‘Ben şimdi İBB adına taksi plakası satacağım.’ Düşünelim ki, o işin içinde bir rant var. Ben diyorum ki, ‘İBB, işletecek.’ Ne yapacağım? Senin gibi düzgün esnafları bulup, orada iş vereceğim. Başka bir şey yok ki.”
“DÜNYANIN EN FAZLA ŞİKAYET ALAN VE ŞEHRİNE YAKIŞMAYAN TAKSİSİ BİZDE”
Taksicinin İmamoğlu’na yanıtı, “Bizim meselemiz şu şoför olarak: Ben bu arabada çalışıyor muyum? Ben bu arabada çalışıp, aylığımı alayım. Kaç para kazanıyorsam onu vereyim. Benim de cebime para girsin” oldu. “Benim de arzum o” diyen İmamoğlu, “Dünyayı geziyoruz. Dünyanın en fazla şikayet alan ve şehrine yakışmayan taksisi bizde. Senin mal sahibin, şu arabayı sana veriyorsa, olmaz yani. Plakası 3,5 milyon lira, taksi, içine binilmeyecek taksi. Düzelteceğiz” şeklinde konuştu. Taksici de İmamoğlu’nu, “Doğru söylüyorsunuz” sözleriyle destekledi.