İmamoğlu: Bugünün en büyük mücadelesi kötülüğe karşı mücadele. En iyi tanım da iyi insan olmak

CHP’nin İBB başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Avcılar’da, ”Rumeli ve Balkan Camiası Buluşması” toplantısına katıldı. Coşkulu bir kalabalığa, heyecanlı bir konuşma yapan İmamoğlu, ”2019’dayız. Mustafa Kemal’in Samsun’a gidişinin 100’ncü yılındayız. İstanbul’daki okul sayısı 1919. Benim tüylerim diken diken oldu. Sizin de oldu mu? Yapacaksınız değil mi? (Bu sırada kalabalık arasından 8 yaşındaki Kaan adlı bir çocuk da ‘Evet’ diye bağırınca İmamoğlu, onu yanına aldı ve sarıldı.) Ben, bu güzellikler için çalışacağım. Ben de size, Kaan’ın elini tutarak söz veriyorum. Tam 5 yıl sizin için çalışacağım. Her birinizi mutlu edeceğim. Hiçbirinizin yüzü kızarmayacak” dedi.

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkan adayı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart yerel seçimleri kapsamında, Avcılar’da, ”Rumeli ve Balkan Camiası Buluşması” toplantısına katıldı. İmamoğlu’na, partisinin İstanbul milletvekilleri ile CHP Avcılar Belediye başkan adayı Turhan Hançerli eşlik etti. İmamoğlu, konuşmasına, ”alçakça ve vahşice” olarak nitelediği Yeni Zelanda’daki terör saldırısında yaşamını yitirenlere rahmet dileyerek başladı. İmamoğlu, ”Sadece İstanbul’un ve Türkiye’nin barışa ihtiyacı yok, dünyanın barışa, huzura ihtiyacı var. Popülist tavırlar, insanları kötü yönlendiren, vahşete sevk eden bir takım anlayışlar, bazı ülkelerin başındaki bazı insanların, özellikle ‘İslamofobi’ diye bir korku dünyası yaratarak, bizim inancımıza dönük yaptıkları hareketler ve hamleler, hepimizi derinden üzmektedir” dedi.

”İyi insan olmak önemli bir karakter”

”Kötü insanlar da tarihte vardı ve bugün de var” diyen İmamoğlu, ”Bana göre, bugünün dünyasında en önemli mücadele, kötülüğe karşı mücadele. En iyi tanım da iyi insan olmak. Kim olduğunuzun, hangi inanca mensup olduğunuzun bir önemi yok. Çünkü o, Allah’la kul arasında. Bu dünya yaşamında iyi insan olmak çok önemli bir karakter. Yoksa insanları kategorize etmek, bölmek, parçalamak gerçekten çok kolay. Bazı topluluklara, insanları bölerek, parçalayarak, taraftar yaparak alkış koparmak da mümkün. Bu, kolay tarafı. İnanın, bir başka kolaylık var; sevgi, barış, huzur ve insanlık dili. Zor mu? Çok kolay” diye konuştu.

”Komik duruma düşüreceğiz onları”

İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Dilimin güzelliğinden, kavgaya bulaşmamamdan söz ediliyor. İnsanlığa, bu şehre ve güzel yönetime dönük cümlelerimin taktirini görüyorum ve duyuyorum. Bir kısım insanlar da bunu bir kampanya dili ya da bunun strateji dili olduğundan söz ediyor. Şahit olun ki, en önemli şahitlerim anam ve babam da burada, Allah şahit, özüm neyse, sözüm o. Kalbimdekini söylüyorum, içimdekini anlatıyorum. Başta çocuklarım için, ailem için konuşuyorum. Güzel dilden asla kopmayacağız. Kim bizi, kavgaya davet ederse etsin, onu kendi halinde kendini döver biçimde kendi haline bırakacağız. Saçma görünecek, güleceğiz o kişilere. Bir bakmışız, kavga edecek adam bulamamış, kendi eliyle kafasına vuruyor, kendi gözünü şişiriyor. Komik duruma düşüreceğiz onları. Bu ülke kavgadan usandı. Bu ülke yerel seçime gidiyor. İstanbul’un derinden yaşadığı sorunları konuşacağız.”

”İnsanlığın bilançosu Yaradanla kul arasındadır”

İstanbul’da depremi en ağır şekilde Avcılar’ın yaşadığını hatırlatan İmamoğlu, ”20-25 yıldır bu şehri, 17 yıldır da merkezi hükümeti yöneten bu iktidar partisinin İstanbul’a hiçbir şey yapmadığını anlatacağız. Kartal’da bir bina yıkılacak, içinde 21 can kalacak, utanmadan 1 hafta sonra, ‘Talimat verdik, İstanbul’da 3 ay içerisinde riskli binaların envanterini çıkarın dedik’ diyecekler. Kusura bakmayın, siz 20 yıl sonra bu şehirde bir bina yıkılınca hatırlayıp, ‘Talimat verdik’ derseniz, bu millet ne yapar biliyor musunuz? 31 Mart’ta sizi yollarlar kardeşim. Yılları boşa geçirmediler. Sadece belli sayıda insan için çalıştılar. Onlara oy verenler için de çalışmadılar. Duysunlar bütün AK Partililer. Ne yazık ki bu iktidar, son döneminde onlara da hizmet etmediler. Çünkü onlara hizmet etse, zaten bize hizmet edecekler. Bizlerin, Ak Partililer’den ne farkımız var birbirimizden. Diyorlar ki, ‘Ben, çok yetenekli bir insanım. Ben, senin inancını ölçerim’ diyorlar. ‘Ben, senin nasıl bir milli duyguya sahip olduğunu da ölçerim’ diyorlar ve kalkıyorlar, bizleri milli duygularla ya da inancımızla test etmeye kalkıyorlar. Bir kere, inanca hiç kimse girmesin, o denizde boğulurlar kardeşim. Bütün peygamberler de dahildir ki insanlığın bilançosu, Yaradanla kul arasındadır” şeklinde konuştu.

”AK Partililer bana oy verecek!”

”Biz, bir milletiz. Ben, bu şehirde 16 milyon vatansevere, bayrağına düşkün, vatan için hala gözünü kırpmadan canını verecek insanlar için hizmet etmeye, belediye başkanı olmaya geliyorum” diyen İmamoğlu, ”Sizlerin çabasına ihtiyacım var. Bu bir, yerel yönetim anlayışı değişikliğidir. Sizlerin aldatılmaması ve bu şehre asla ihanet edilmemesi ve ihanet edenlerin de önüne geçme mücadelesidir. Hepimiz sorumluyuz. Vallahi aramızda kalsın, AK Partililer bana oy verecek. Aramızda kalsın, kimse duymasın. Alacağım oylarını. Bana oy verenler ‘bam’ basacak mührü, oyunu verecek. Bana oy vermeyenleri tarif edeyim mi? Eli titreyecek, atsam mı atmasam mı? ‘Acaba yanlış mı yapıyorum’ diye düşünecek. Enerjisi güçlü, ayıptır söylemesi genç. Kafası karışacak. Böyle davranacak. Ben de diyorum ki, ‘Etme kurbanın olayım. Ver oyunu be kardeşim oyunu İmamoğlu’na, ver kardeşim ya. Ver ya, zorlama. Hükümet de kendine gelecek. ”Biz ne yaptık” diyecek. Aynaya bakacak, kendini düzeltmeye çalışacak. İyilik yapacağız onlara” diye konuştu.

”İnsanlara mutluluk vermeye geliyorum”

”Ben, insanlara mutluluk vermeye geliyorum” diyen İmamoğlu, ”Az bir gün kaldı seçime. Sizin her birinizin görev almasına ihtiyacım var. Bir de uğurlu bir yıldayız. 2019’dayız. Mustafa Kemal’in Samsun’a gidişinin 100’ncü yılındayız. Uğurlu bir müjde daha vereyim mi? İstanbul’daki okul sayısı 1919. Benim tüylerim diken diken oldu. Sizin de oldu mu? Yapacaksınız değil mi? (Bu sırada kalabalık arasından 8 yaşındaki Kaan adlı bir çocuk da ‘Evet’ diye bağırınca İmamoğlu, onu yanına aldı ve sarıldı.) Ben, bu güzellikler için çalışacağım. Ben de size, Kaan’ın elini tutarak söz veriyorum. Tam 5 yıl sizin için çalışacağım. Her birinizi mutlu edeceğim. Hiçbirinizin yüzü kızarmayacak” dedi.