Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, çekimleri Esenyurt’ta yapılan “Serhan Asker ile Görkemli Hatıralar” programının canlı yayın konuğu oldu. Yılın son programına ev sahipliği yapan Başkan Bozkurt, ilçedeki termal tedavi merkezini konaklanabilir hale getirerek Esenyurt’u sağlık turizminin merkezi yapacaklarını söyledi.
Halk TV’de canlı yayınlanan Serhan Asker ile Görkemli Hatıralar programının bu haftaki çekimleri, modern mimarisi ve bahçesindeki 1552 yılından kalma tarihi çeşmesi ile dikkati çeken Esenyurt Belediyesi’nin halk kütüphanesinde yapıldı. Programa konuk olarak Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, Şair ve Yazar Ataol Behramoğlu ve Gazeteci Nebil Özgentürk katıldı. İmera Fera grubunun şarkılarıyla eşlik ettiği programda, İsmail Halkı Tonguç, Rıfat Ilgaz, Fakir Baykurt ve Hasan Âli Yücel gibi eğitimin önemli isimleri anılarak köy enstitülerinin önemine değinildi. Programda konuşan Başkan Bozkurt, “Esenyurt, Türkiye coğrafyasının her bir rengini, her bir sesini içinde barındırıyor ama onun dışında Afrika’dan, Asya’dan, Avrupa’dan gelip herkesin yaşamak istediği bir kent. Burası zannediyorum Dünya’nın da en büyük ilçesi. Bütün bu farklılıklarımıza rağmen, senkronize bir şekilde bu coğrafyada kardeşçe yaşıyoruz. Zaten 45 yıllık buralıyım ve böyle bir yerin belediye Başkanı olmaktan da çok mutluyum. Ataol abi zaten hemşehrim, Nebil Bey buralı, çok teşekkür ediyorum bizimle beraber olduğunuz için” dedi.
“Üretmek için aydınlanmak ve çalışmak lazım”
Türkiye’ye örnek bir kütüphaneyi ilçeye kazandıran Başkan Bozkurt şöyle konuştu: “Burayı yapmaktaki amacımız aydınlanmaya katkı sunmak. Hasan Âli Yücel ile başlayan köy enstitülerinin çok değerli insanlarından bahsettiniz. Ben de onun filizlerinden bir tanesiyim. Köy enstitüsü mezunu bir öğretmenin çocuğuyum. Dünyayla rekabet etmenin koşulu üretmek. Üretmek için de aydınlanmak, çalışmak lazım. Hak, hukuk içinde paylaşmak lazım. O yüzden bizim ahlaklı, bilgili, çalışkan, inançlı gençlere ihtiyacımız var. Esenyurt’ta da biz bunun alt yapısını oluşturmak için bu kütüphaneyi yaptık. Burada 580 kişi aynı anda hizmet alabiliyor ve 22 bin kitabımız var. Uzun uğraşlar sonucunda yaptık. Her bir detayını arkadaşlarımızla beraber dizayn ettik. Gençlerimiz, geleceğe tutunmak için sabahtan akşama kadar burada ders çalışıyorlar, araştırma yapıyorlar. Gençlerimizin buradan maksimum düzeyde hizmet almaları için bütün imkanlarını karşılamaya çalışıyoruz. İçerisinde çocuk kütüphanemiz var. Yine görme engelli vatandaşlarımızın faydalanacağı sesli kitap arşivimiz var. Bunun dışında grup çalışmalarının yapıldığı bölümler var. Böyle bir kütüphaneyi yapmış olmaktan çok mutluyum.”
“Esenyurt’u bir turizm merkezine çevirmeyi düşünüyoruz”
Esenyurt’un mineral değeri yüksek bir termal tesise sahip olduğunu söyleyen Bozkurt, “Aslında burası bir kaplıca merkezi olabilecek potansiyele sahip. Bizim burada geçmişten gelen iki tesisimiz var. Bir tanesini fizik tedavi merkezi haline getirdik. Türkiye’de çıkan suların en niteliklilerinden bir tanesine sahip. Zengin mineralli bir su. Dünyanın değişik bölgelerinden vatandaşların gelip burada tedavi olacağı bir çalışma yürütüyoruz. Bir tanesi Saadetdere Termal Tedavi ve Kür Merkezi. Bu geçmişten aldığımız bir tesis ama çok kötü yapılmıştı, hamam gibiydi. Yeni baştan yaptık. İçerisinde konaklama tesisi, fizik tedavi merkezi var. Aynı zamanda kaplıca suyundan faydalanmak için de kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı kullanabileceği yerler var. Fizik tedavi merkezi bizim dönemimizde şekillendirildi, tedavi olmak isteyenler için hizmet veriyor. Kıraç bölgemizdeki tesisimizi de yeni baştan yapıyoruz. Bu bölgedeki otellerle anlaşıp konaklama ihtiyacını da konforlu otellerde sağlayarak Esenyurt’u bir turizm merkezine de çevirmeyi düşünüyoruz” diye konuştu.
Anadolu el sanatları Esenyurt’ta üretilecek
Esenyurt’a bir Barış ve Kardeşlik Merkezi kazandırmayı planladıklarını ifade eden Bozkurt, “Bu proje maalesef Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle maliyetlerden dolayı iptal edildi ama inadına devam edeceğiz. Bunu bitirdiğimizde Anadolu, Kafkasya ve Orta Doğu’nun el sanatlarının üretildiği, pazarlandığı ve sergilendiği bir çarşı yapacağız. Burasını el sanatlarının üretildiği bir merkez haline getirmemizin de nedeni; orayı bir maya olarak kullanıp Esenyurtluların bunu üretmesini sağlamak. Biz şu anda belediye olarak Amerika’ya halı ihracatına başladık. 90 bin dolarlık ihracat yaptık. Kadınlarımız ipek halı yapıyorlar. Bir gelinlik üretim merkezine dönüştürüyoruz. Yine bölgemizde bulunan Vakko firmasıyla anlaştık. Onların eşarplarının kenarlarını kadınlarımız işleyecek. Yani kadınlarımızın üretime katılması için yanlarındayız, destekliyoruz” dedi.
“Esenyurt artık ayrıcalıklı hale gelmeye başladı”
İlçenin ilk binicilik tesisini hayata geçirdiklerini belirten Bozkurt şöyle devam etti: “Bu bölgenin insanlarının çoğu Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz’den geliyor. Atla bir geçmişleri var. Hem onların at binicilik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz hem de biz burada terapi yapıyoruz. Özellikle down sendromlu çocuklarla. Vatandaşlarımızı da tesisimize bekliyoruz. Esenyurt artık ayrıcalıklı hale gelmeye başladı. Gerçekten bir ihtiyaç. Belediyeler, insanların yaşam içinde güçlü olmasını sağlamak için var. Bu tesiste kafeterya, çocuk oyun alanları da var. Bunlar bizim yaptıklarımızın üçü beşi… Birçok değişik alanda iş yapıyoruz ama asıl amacımız kadınlarımızın, gençlerimizin hayata umutla bağlanması.”
“Depreme dirençli bir kent için çalışıyoruz”
Esenyurt’u depreme hazırlamak için Yer Bilimci Prof Dr. Naci Görür ile çalıştıklarını söyleyen Bozkurt, “6 Şubat depreminin birinci gününden itibaren oradaydık. 58 kişiyi canlı olarak çıkardık. 45 kişinin de cenazesini çıkardık. Gerçekten çok kötü bir tabloydu. Ne yapılması gerektiği ve ne yapılmaması gerektiğini anlamak için önemli dersler vardı. İlçemizi depreme dirençli hale getirmek için zaten çalışmalar yapıyorduk ama Naci Görür ile birlikte hızlandırdık. Olası bir depremde nerede kaç şiddetinde deprem olacağını, hangi bölgenin nasıl etkileneceğini biliyoruz. Arkadaşlarımız şimdi iki ayrı ekip olarak evlere gidiyorlar, binaların sağlamlığını kontrol ediyorlar. Diğer ekip ise eşyaların sabitlenmesini yapıyor ve deprem esnasında tahliye çalışmalarıyla ilgili bilgiler veriyor. Naci Hocam sağ olsun bizden hiçbir bedel istemeden bu çalışmayı yapıyor. ‘Akademik olarak elde ettiği bilgileri ilk kez uygulama fırsatı bulduğunu ve ilk defa bir belediye başkanının yapacağına inandığını’ söylüyor. Ben kendisine teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“Babam bize kitap okurdu”
Başkan Bozkurt sunucunun ‘İlk ve son okuduğunuz kitap hangisidir?’ sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Babam, köy enstitüsü mezunu bir öğretmendi. Rus edebiyatından çok etkilenmiştir. Akşam yatmadan önce kapıları açık bırakır kitabı sesli okurdu. Biz de dinlerdik. ‘Moskova Önlerinde’ diye bir kitabı vardı. Onu dinlemiştim. Ama okuduğumu hatırladığım ilk kitap; Yaşar Kemal’in ‘İnce Memed’ kitabıydı. Bir hafta sonu iki cildini okumuştum. Son kitap ise ben Cumhuriyet tarihini çok araştırmaya başlamıştım. Lord Kinross’un ‘Atatürk: Bir Milletin Yeniden Doğuşu’ kitabını okumuştum. Cumhuriyet tarihini ve o değişimin nedenini çok güzel anlatıyordu.”
“Geleceğe nasıl güçlü hazırlanacağımızı düşünmemiz lazım”
Programda Ataol Behramoğlu’nun “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” şiirinden bir dörtlük okuyan Başkan Bozkurt, “Burası imparatorluk coğrafyası. Dünyayı yönetmiş bir coğrafyayız. Birbirimizin haklarını gasp eden, birbirimizi susturmaya çalışan modelden çıkıp bir an önce hayatın gerçekleri üzerinden konuşmamız lazım. Bize yakışmıyor… Bizim birbirimizin inancıyla, kökeniyle uğraşmayı bırakıp artık geleceğe nasıl güçlü hazırlanırız, neler yaparız bunları düşünmemiz lazım. Bunun için de hiçbir şey üretmesek dahi Hasan Âli Yücel’i alıp okumak bile aslında reçetenin tamamını önümüze serer. Bu anlamsız, acı ve gereksiz işlerden Türkiye’nin kurtulması lazım. Siyasetçilerin işi algı yaratmak değil. Toplumsal ihtiyaçların ve taleplerin şekillendirilmesini sağlamak” dedi. Bozkurt son olarak yeni yılda barış, kardeşlik ve umudun hakim olduğu bir dünya, herkesin barış içerisinde kendisini olduğu gibi kabul ettirebileceği bir toplum temennisinde bulundu.
“Cumhuriyet böyle yetiştiriyor!”
Esenyurt’un 110 farklı dilin konuşulduğu bir kültür bahçesi olduğunu söyleyen sunucu Serhan Asker, “Bir köy enstitüsü babanın oğlu bugün konuğumuz. Cılavuz Köy Enstitüsü’nden bir öğretmenin oğlu seneler sonra Esenyurt’un belediye başkanı oldu. İşte Cumhuriyet böyle yetiştiriyor. Bugün belki de Avrupa’nın yeni açılan en büyük kütüphanelerinden bir tanesindeyiz. Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’un açtığı bir kütüphanedeyiz. Modern ve güzel bir kütüphane. Mahallelere böyle kütüphaneler yapılırsa her mahalleyi kazanırız. Her mahallenin Cumhuriyetin aydınlık dünyasına katkısını yakalarız. Bu kütüphaneye geldiğiniz zaman bir ayrıcalığı daha yaşayacaksınız. İnşaatını Mimar Sinan’ın, büyük bir dünya devinin yaptığı çeşmeden su içeceksiniz” şeklinde konuştu. Cumartesi gecesi Esenyurt Belediyesi’nin Termal Tedavi ve Kür Merkezi’nde konaklayan Serhan Asker, “Esenyurt’ta ilk kez bir kaplıca olduğunu duygum ve orada konakladım. Odalar ve tesis çok güzel” dedi.