31 Mart yerel seçimlerinde Esenyurt belediye başkanı seçilen Prof. Dr. Ahmet Özer yönetiminde ilk belediye meclisi toplandı. Nisan ayı meclis toplantısı birinci birleşiminde konuşan Prof. Dr. Özer, “Halk son sözünü söyledi. Şimdi söz sırası bizde. Bizim de sözümüzü söyleme biçimimiz hizmet olacaktır” dedi.
Esenyurt Belediyesi’nin yeni dönemdeki ilk meclis toplantısı gerçekleşti. 31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 49,05 oy olarak CHP’den Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Prof. Dr. Ahmet Özer, yönettiği Nisan ayı meclis toplantısı birinci birleşiminde konuştu. Açıklamasında tüm Esenyurt’un belediye başkanı olacağını belirten Prof. Dr. Özer, meclis üyelerinin tamamıyla uyumlu bir şekilde çalışmak istediğini söyledi. Meclis toplantısında yapılan gizli oylama ile meclis birinci başkanvekili Av. Oktay Kılıç, ikinci başkanvekili Elvan Uçar Kordu, parti grup başkan vekilleri, encümenler, Marmara Belediyeler Birliği üyeleri seçildi. Katip üyelerinin Aydan Kara ve Cafer Yağcı olarak seçildiği meclis toplantısında hukuk, plan bütçe, imar, şehir ve estetik komisyonu üyeleri de belirlendi.
“Bütün Esenyurt’un Belediye Başkanı Olacağım”
Konuşmasına başlarken seçim atmosferinin şenlik havasında geçtiğini belirten Başkan Özer sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk meclisimizin Esenyurtumuza ve ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum. Zorlu bir sürecin ardından seçimi geride bıraktık. Bu süreçte halk sözünü söyledi ve tercihini bizden yana kullandı. Kırk gün Esenyurt’un bütün mahallelerini, caddelerini, sokaklarını arşınladık. Evlere gittik, günde on sekiz saatten az olmamak üzere bir çalışma yürüttük. Halkla hemhal olduk, kucaklaştık. Halkımız bizi, biz onları sevdik. Nihayetinde de halkımız tercihini bu şekilde ortaya koydu. Bu zaten demokrasinin en büyük güzelliklerinden biridir.
Bizi sevindiren en önemli noktalardan bir tanesi bir şölen içerisinde seçimin gerçekleşmiş olması, kimsenin burnunun kanamaması ve sonuçların herhangi bir sıkıntı yaratılmadan ilan edilmesiydi. Çünkü siz de biliyorsunuz bu seçimlerde Türkiye’nin gözü Esenyurt’un üstündeydi. O nedenle Esenyurt sadece basit bir ilçe seçiminden ziyade adeta Türkiye’nin kaderinin gelip mühürlendiği bir yer olmuştu. Ama seçim, bu kadar güzel bir atmosfer içerisinde gerçekleşince hepimizi, demokrasiye inanan bütün partileri mutlu eden bir tablo oldu.
Tabii ki demokrasinin en temel esaslarından birisi de serbest, özgür, eşit koşullar içerisinde bir yarışın olmasıdır. Bu yarışta birileri kazanır, birileri de kaybeder. Bu işin özünde ve doğasında bu vardır. Ben mazbatamı aldıktan sonra, halkla buluştuğum ilk toplantıda “rozetimi çıkarıyorum, bundan sonra hiçbir parti gözetmeksizin bütün Esenyurt’un belediye başkanıyım” dedim. Bu sözümün de her zaman arkasında olacağım ve buna göre yol yürüyeceğim.”
“Yapılan Her Yanlış İşte İrademi Ortaya Koyacağım”
Esenyurt Belediyesi ile ilgili son zamanlarda yankı uyandıran fazla personel alımı konusunda yaşadığı sorunlara da değinen Prof. Dr. Özer; “Devraldığımız süreçle ilgili de sayın meclis üyeleriyle paylaşmak istediğim bir iki husus var. Çünkü seçim sürecinde hep söyledim. Adil, eşit, kapsayıcı, ulaşılabilir bir yerel yönetim inşa edeceğiz. Demokratik, katılımcı, vesayetten uzak, şeffaf bir anlayışla Esenyurt’u yöneteceğiz. Bizim anlayışımıza göre kamu yararı gözetilerek yapılacak hiçbir işin gizli kapaklı yanı olmaz. Kişisel çıkara dayalı olan yanı olmaz. O nedenle de bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz aday olduktan sonra geçmiş dönemdeki belediye başkanı bizim partimizden olmasına rağmen, bana göre etik olmayan bir biçimde çok sayıda personel işe almış. Öyle ki biz seçildikten sonra da bu işe alımlar devam etmiş, ayın birinde ve sonrasında da bu alımlar devam etmiş. Bu uygulamanın, belediyenin ihtiyacı doğrultusunda değil, adeta yeni gelen yönetimi zora sokulması adına atılmış bir adım olduğunu gördüm ve tespit ettim. Bir çeşit kurulan bu kumpası bozmak için derhal müdahalede bulundum. Bunun hukuki olmadığı, üstelik de seçim kazanıldıktan sonra yapılan alımların aslında görevi kötüye kullanmak olduğunu ayan beyan müfettişler ve hukukçular da ortaya koydular. Biz de bir tasarrufta bulunmak durumundaydık. Ya bunu görmezden gelerek üstünü örtecektik ya da Esenyurt halkının hakkına, hukukuna sahip çıkacaktık. Biz ikinci yolu tercih ettik. Zaten başından beri Esenyurt halkına verdiğimiz söz bu yönde olmuştur ve bu sözün gereğini yaptık.
Fakat seçim süreci boyunca söylediğimiz bir söz vardı, o da şuydu: “Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız.” Bu sözümün arkasındayım. Meclis üyelerimiz olarak siz de bunu bilesiniz istedim. Bu tamamen etik olmayan, usule uygun olmayan, hatta belli bir tarihten sonra da görevi kötüye kullanmak olan bir tasarruftur ve bu tasarrufu yanlış bulduğumuzu, hukuki bulmadığımızı, etik bulmadığımızı, sadece size değil ilgili belediye başkanı arkadaşa ve Esenyurt halkına da söyledim. Çünkü bir şeffaflık içinde yöneteceğimizi belirtmiştik, bunun gereği de budur. Bu nedenle sağdan soldan bu tür duyumları siz de alıyorsunuz. Biz parti ayrımı yapmayız, yapmak istediğimiz şey Esenyurt halkının hakkını, hukukunu korumaktır. Çünkü burası kimsenin babasının malı değil, burası halkın belediyesidir. Belediye başkanı halkın parasıyla halka hizmet etmek için vardır. Bundan sonra da yapılacak her türlü yanlış işlemde de bu irademi ortaya koyacağımı bilmenizi istiyorum” ifadelerini kullandı.
“45 Meclis Üyesi Benim Çalışma Arkadaşımdır”
Mecliste CHP olarak çoğunlukta olmalarına rağmen parti gözetmeksizin çalışmalarını yürüteceğini belirten Başkan Özer; “Benim üstünde duracağım iki şey var: Liyakat ve ehliyet. Kırk yılını halkın hizmetine vermiş, üniversitede bölüm başkanlığından, rektörlüğe kadar her görevi yapmış, Devlet Planlama Teşkilatında, Yerel Yönetimler Özel İhtisas Komisyonunda, Milli Eğitim Bakanlığında, GAP idaresinde çalışmış biri olarak, yurt dışında ve yurt içinde edindiğim tecrübelerden de yola çıkarak diyebilirim ki bir işin düzgün olmasının temel koşulu liyakat ve ehliyettir. Bir kurumdan liyakati ve ehliyeti çıkardığınız zaman geriye dedikodu ve kaos kalır. Bu kavramlar meclis üyeleri ve belediye personeli için de geçerlidir.
Değerli meclis üyeleri mevki, makam kimsenin kendi kişisel mevki ve makamı değil halkındır. Belediye başkanlığını da Esenyurt halkı adına yürütüyorum. Bu makama saygı Esenyurt halkına saygı olacaktır. Davranışlar bu çerçevede değerlendirilecektir. Bu hem meclis üyelerimiz için hem diğer herkes için geçerli olan düsturlardır. Liyakat, ehliyet, uyum içinde çalışmak, disiplinli, sevgi ve saygıyı esas alan bir çalışma modeli bizim ihtiyaç duyduğumuz, Esenyurt’un da beklediği hizmetlerin yerine gelmesi için gerekli olan düsturlardır.
Değerli arkadaşlar burada 45 meclis üyesi var, bu meclis üyelerinin tamamı benim çalışma arkadaşlarımdır. Onlarla ilgili de ayrım yapmak istemem. Çünkü burada biz Esenyurt halkı için hizmete varız. Burada iyi hizmet yaptığımızda sizin anneniz, kardeşiniz bundan faydalanacak. Kötü bir hizmet yaptığınız takdirde bunun cezasını halkımız çekecek. Burada yapılması gereken uyum içinde çalışmaktır.
Son olarak bir şey daha söylemek isterim. Evet, biz çoğunluktayız ama bu çoğunluk var diye uyumu esas almayan bir yönetim anlayışı sergilemek istemem. Niyetimiz halisanedir, niyet önemlidir, niyet yapmanın yarısıdır. Karşı taraftan da o hassasiyeti beklerim. Böyle olmazsa eğer, o zaman herkes kendi yolunu çizecek. Bu da bana göre bizden ziyade Esenyurt’a zarar verir. Benim en temel idealim, hayalim; kardeşçe ve barış içinde yaşayan, huzur ve güvenliğin olduğu, 21. yüzyıla yakışan bir şehir yaratabilmektir. Bunu da hiç kimse tek başına yapamaz. Ancak sizlerle ve halkımızla beraber olursak başarılı olacağıma inanan biriyim. Onun için hepinizden bana yardımcı olmanızı, iş birliği içinde olmamızı, uyum içinde çalışmamızı istiyorum.
İlk söylediğimi söyleyerek sözlerimi sonlandırmak istiyorum. Evet halk sözünü söyledi, şimdi sıra bizde. Bizim de sözümüzü söyleme biçimimiz hizmet olacaktır. İnanıyorum ki bu yolda başarılı olacağız. Bu duygu ve düşüncelerle yeni meclisi yürekten kutluyorum. Hepinize başarılar diliyorum. Sizin, bizim ve Esenyurt’un, hepimizin yolu açık olsun” şeklinde konuştu.