Eski Ak Partili CHP’li Tarık Erdoğan, Ak Parti’yi topa tuttu!
Bir dönem Ak Partide siyaset yaptıktan sonra CHP’ye geçen ve iki dönemdir de meclis üyesi olarak görev yapan CHP Büyükçekmece Belediye Meclis Grup Başkanvekili Tarık Erdoğan, bir dönem siyaset yaptığı eski partisini sert sözlerle eleştirdi. Büyükçekmece Belediye Meclisi Şubat ayı birinci toplantısını dün gerçekleştirdi. Toplantıda partisinin gündeme dair görüşlerini aktaran eski Ak Partili CHP Büyükçekmece Belediye Meclis Grup Başkanvekili Mimar Tarık Erdoğan, bu ülkede son 20 senedir bir dönem benimde hasbelkader siyaset yaptığım Ak Parti kadar kutuplaştıran ve ayrıştıran bir siyasi hareket olmamıştır. Ülkede demokrasi getirmesini beklediğimiz siyasi parti zaten kendi içinde demokrasiyi sağlayamıyor dedi.
“Hukuk Var Ama Bize Yok!”
Erdoğan, eleştirilerini devam ettirerek şöyle konuştu. 11 milyonun üzerinde bir üyesi olan siyasi parti bu üyelerin içerisinden il veya ilçe başkanı adayı bulamıyor da seçilmiş belediye başkanları ve meclis üyelerini istifa ettirerek il başkanı yapıyorlar! Oysaki Bağcılar ilçesinde olduğu gibi bu kişileri o ilçenin insanları oy vererek seçtikleri belediye başkanının kendilerine belediye başkan olarak hizmet etmesini bekliyor. Buna nasıl bir demokrasi denir? Keza Büyükçekmece ilçemizde bir dönem iki adaylı bir ilçe kongresi denenmişti! O dönem içinde olduğum için biliyorum aynı gece gecenin bir yarısı o kongre iptal edildi. Adalet ve Kalkınma Partisinde iki adaylı kongre görmek yok denecek kadar azdır. Birisi atanır o yönetimini oluşturur ve kongreye gidenlerde o kişiye oy vermek zorundadır başkada bir seçeneği yoktur! Biz böyle yönetilen bir partiden ülkede demokrasi getirmesini bekliyoruz! Şimdi konuşacam ama başımıza bir şey gelecek diye korkuyorum. “Hukuk var ama bize yok! Konuştuklarımız daha sonra başımıza bela olabiliyor!” Dedi.
“Vahim Durumun Konuşulmasını Engelleme Çabası”
Erdoğan, Kentlerimizde halkın tercihiyle göreve gelmiş üç belediye başkanımıza karşı son birkaç ay içerisinde yapılan organize kötülüğü dikkatle takip ediyoruz. Biliyoruz ki iktidar, sorumlusu olduğu başta ekonomik darboğaz olmak üzere toplumun geniş kesimlerini nefes alamaz hale getirmiştir. Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu yüzde 50’ye yaklaşmışken, en yüksek gıda enflasyonuna sahip 5. ülkeyken, Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerimizin açığı kent lokantalarımız iktidarın yol açığı bu derin yoksullukla mücadele etmektedir. 85 milyonun yerine bir avuç imtiyazlı kişinin refahını gözetenler, sorunlara çözüm üretmedikleri gibi bu vahim durumun konuşulmasını, tartışılmasını engelleme çabası içindedir. Sandıkta istediğini alamayanlar, Cumhuriyet Halk Partisinin kamucu, toplumsal refahı önceleyen, dayanışmacı ve kalkınmacı belediyeciliğini; mali, hukuki ve siyasi yollarla hedef almaktadır.
“Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”
Erdoğan; Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, kent lokantalarından kreşlere, halk marketlerden, sosyal yardımlara, öğrenci yurtlarından, sosyal destek kartlarına kadar halkın yaşamını doğrudan iyileştiren hizmetleri hayata geçirmiştir. Bu projeler, halkımızca büyük memnuniyetle karşılanmış olup ve bunun karşılığı hem sokakta hem de kamuoyu araştırmalarında açıkça görülmektedir. Ancak iktidar bu hizmetlerden rahatsız olmuş, sandıkta kaybettiği çok sayıda yerel yönetimi hukuk sopasıyla elde etmeye, halkın iradesine gem vurmaya kalkışmaktadır. Bu çaba, organize
bir kötülüğün parçasıdır ve halkın demokratik iradesini hedef almaktadır. Elindeki tüm enstrümanlarla, belediyelerimizi işlevsiz hale germeyi, sandıkta bükemediği başkanlarımızın bileklerini hukuku araç haline getirerek kırmaya çalışmaktadır. Her iki seçmenden birinin oylarıyla göreve gelen Esenyurt Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Özer’i ve her üç Beşiktaşlıdan ikisinin oyuyla seçilen Beşiktaş Belediye Başkanımız Sayın Rıza Akpolat’ı
hukuku araç haline getiren ve vicdanları yaralayan yöntemlerle tutuklamış olup Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hukuki dayanaktan yoksun, ısmarlama ve jet hızıyla
soruşturmalar açılmış, başkanımız ifadeye çağrılmıştır. Bu soruşturmalar açıkça siyasidir ve evrensel hukuk normlarıyla bağdaşmayan girişimlerdir. Halkın büyük desteğiyle seçilmiş bir belediye başkanını etkisizleştirmek için hukukun
araçlaştırılması, ne demokrasiyle ne de adaletle bağdaşmaktadır. Belediye başkanlarımıza karşı başlatılan organize kötülükler silsilesi, siyaseten yargı eliyle dizayn edilme çabasının bir parçasıdır. Millet iradesiyle göreve gelen belediye başkanlarımızın takdir gören hizmetlerinin bu yolla engellenmesi mümkün olmayacaktır.
Buradan açıkça ilan ediyoruz:Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!
Demokrasiye olan inancımızdan, halk iradesine olan saygımızdan vazgeçmeden; Millemize hizmet üretmeye devam edeceğiz.Vatandaşlarımızla aramızdaki gönül köprülerini yıkmaya kimsenin gücü yetmez! Ne Esenyurt’ta ne Beşiktaş’ta, ne Büyükşehir’de ne de herhangi başka bir belediyemizde halkın iradesinin gasp edilmesine sessiz kalmayacağız.Halkın hem gözünden hem de gönlünden düşenlere karşı verilecek en güzel yanıt, vatandaşa verdiğimiz hizmetleri bir an bile aksatmadan devam ettirmek ve yanlarına yenilerini eklemektir. İnandığımız ve yürüdüğümüz yol budur. Sandık iradesini yok saymaya çalışanlara karşı halkımızla birlikte omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz. “Ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyerek konuşmasını tamamladı.