CHP Esenyurt Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Ahmet Özer, nüfusunun yüzde 25’i yabancılardan oluşan ilçede bulunan ve vatandaş olmayan sığınmacıları, göreve geldikten sonra ülkelerine göndermek için çalışma başlatacaklarını söyledi.
Prof. Özer, ilçedeki çarpık kentleşmeden, yeşil alan azlığına, konut mağdurları sorunundan ulaşım ve depreme hazırlık konusunda çok sayıda projeleri olduğunu belirti.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ahmet Özer, seçim çalışmaları gayet güzel geçiyor. Yani az bir süre kaldı elbet. Geldiğimizden beri mahalle mahalle ev ev sokak sokak dolaşıyoruz. Seçim bürolarını açıyoruz, halkımıza hemhal oluyoruz, kucaklaşıyoruz. Halkımız bizi tanıdıkça seviyor, biz onları tanıdıkça sorunlarını öğreniyoruz. Allah’ın izniyle onların desteğiyle 31 Mart’ta seçimi kazanacağız ve elbirliğiyle Esenyurt’u 21. yüzyıla hazırlayacağız.
Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayıyım. Cumhuriyet Halk Partisi’nden aday oldum ve burada herkesin oyuna talibiz. Bizi bütün partiler destekliyor. Bütün partilerle buluşuyoruz. CHP, DEM, Demokrat Parti bizim adımıza feragat etti, İşçi Partisi seçime girmedi. Elbirliğiyle burada bütün toplumu kucaklayacak bir uzlaşı yaratmaya çalışıyoruz. Ekrem başkan İstanbul İttifakı dedi, biz de burada Esenyurt’ta Esenyurt İttifakı diyoruz. Kent uzlaşısı çerçevesi içerisinde büyük bir farkla seçimi almayı düşünüyoruz.
Bir kere çok büyük bir çarpık kentleşme sorunu var. Özellikle AK Parti döneminde buradaki yeşil alanlar, sosyal donatı alanları da dahil olmak üzere, adeta aç kurtlar gibi kentin ak göğsüne saldırılmış ve her tarafında beton yığınları ortaya çıkmış. Bu beraberinde konut mağdurları sorunu getirmiş. 30.000 konut mağduru var ve aynı zamanda burada bir tapu sorunu var. Yine burada imar planı ile ilgili önemli sorunlar var. On tane imar planının üç tanesi iptal edilmiş durumda. Yapılan yanlışlıklarla ilgili müracaatlar yapılmış, mahkeme onları iptal etmiş dolayısıyla üçlü bir mağduriyet söz konusu. Arsa sahibi mağdur, halk mağdur, aslında yapan kişi de mağdur. Hatta emekçiler işçiler mağdur ve hatta belki müteahhit kendisi de mağdur. Bütün bunlar iyi organize olamamanın, iyi bir kentleşme planı ile hareket edememenin ve bir kentin anayasası olan imar planına uymamanın getirmiş olduğu sorunlar. Bu çarpık kentleşmenin ötesinde bir ulaşım sorunu da beraberinde getirmiş. Yollarla ilgili, parklarla ilgili, otoparklarla ilgili sorunumuz var.Bunun ötesinde ayrıca maalesef bir uyuşturucu belası ile karşı karşıya Esenyurt ve Esenyurt uyuşturucuyla kadın cinayetleri ile mafya çatışmalarıyla gündeme geliyor. Esenyurtlu bir Beşiktaşlı gibi bir Kadıköylü gibi göğsünü gere gere ben Esenyurtluyum diyemiyor. Bu ona yapılan en büyük haksızlıktır. Esenyurt güçlü yanları da olan bir ilçemiz. 3000 tane fabrikamız var. Türkiye gayrisafi milli hasılatının yüzde 6’sını üretiyor. İstanbul sanayisinin yüzde 25’i burada. Bütün bu büyüklükler bir tarafa itilmiş, bunlarla Esenyurt toplumun ve Türkiye’nin gündemine giriyor. Bu da basiretsiz ve başarısız yöneticilerin sayesinde olmuş bir şeydir. Bunları gündemden çıkaracağız. Esenyurt’un güçlü yanlarını, başta ekonomisi ticareti olmak üzere, üretimi arttıracağız. Üretileni adil paylaşacağız. Burada adil paylaşılmamış, halk göz ardı edilmiş. Zaten hükümetin de yanlış politikaları sonucunda orta sınıf erimiş. Bir tarafta çok zenginler, öte tarafta yoksullar var. Yoksulların içinde de açlık sınırının altında kalan insanlarımız var. Devletin sosyal devlet olarak buna el atması gerekir. Bunu yapmamış. Ama biz sosyal belediyecilikle dezavantajlı gruplarımıza, yoksullarımıza, açık sınırda kalan insanlarımıza ve 10.000 TL’ye mahkum edilmiş emeklerimize sosyal belediyeciliğin bütün olanaklarını götüreceğiz. Onlarla beraber burada bir barış adası yaratarak huzur içinde birlikte yaşamanın koşullarını oluşturacağız.
Suriyeli sığınmacılarla buraya gelmiş göç etmiş vatandaş olmuş olanları ayırıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olan ve Esenyurt’ta yaşayan herkesin başımızın üstünde yeri var. Onlara hizmet edeceğiz ama AK Parti iktidarının yanlış politikaları sonucunda Suriye’deki savaştan dolayı 6-7 milyon sığınmacı geldi. Bu sığınmacılar burada. Biz onları tekrar kendi ülkelerine geri göndermek durumundayız. Bunun içinde Orta Doğu’ya barışın gelmesi lazım. Filistin’e barışın gelmesi lazım. Suriye’ye barışın gelmesi lazım. Bu barışı da İnşallah Esenyurt’u kazandığımız da, İstanbul’u kazandığımızda ve gelecekte iktidar değiştiğinde bunu yapacağız ve bu sığınmacı kardeşlerimizi kendi ülkelerine göndereceğiz. Ama dünyanın çeşitli yerlerinden buraya gelmiş ya da Türkiye’nin 81 ilinden buraya gelmiş, buranın yurttaşı olan, burada evi barkı olan insanlara bizim aş, iş, beslenme, barınma hizmetlerini sunma gibi bir görevimiz var. Hükümetin de var. Hükümet bunun gereğini yapmamış ama biz belediye olarak elimizden geleni yapacağız. Çünkü bunlar bizim yurttaşlarımız, onlara sırtımızı dönemeyiz. Onlara gereğini yapacağız.Bir ikincisi de, aslında Türkiye’nin içinden göçle gelen yapı bir avantajdır. Genç bir nüfusumuz var ve bu aynı zamanda bir nimettir. Başarısız belediye başkanları bunu külfet olarak görüyor. Biz onları istihdam edersek, onlara aş, iş, beslenme, barınma haklarını verirsek burayı büyük bir dinamikle ileriye doğru götürebiliriz. İstanbul bir göç kentidir. New York öyledir, Tokyo öyledir. Yani iyi yönetebilirseniz buradan iyi bir Esenyurt çıkarabilirsiniz. Bizim bu vizyonumuz var Allah’ın izniyle. Esenyurtlularla beraber burayı bir barış adası yapacağız. Çünkü burası küçük bir Birleşmiş Milletler gibi. Bir medeniyetler buluşması yapacağız. Burayı bir kültür-sanat şehri yapacağız ve hep birlikte doğrusuyla batılısıyla kuzeyi ile güneylisi ile kardeşçe, barış içinde, bir arada yaşayacağız ve kimseye ayrımcılık yapmayacağız. dedi.