“İstanbul’daki bütün pazarlar, başta İstanbul halkına, en ucuz ürünü, en sağlıklı, en hijyenik, en güvenilir şekilde sunmasına dönük alt yapıyı oluşturmamız lazım. İlçe belediyelerimiz bunlarla ilgileniyor. Biz, gözetim ve denetim halinde olacağız. İlçe belediyesi ile istişare ederek, koşulların düzeltilmesi, oradaki pazarcı esnafımızın fiziki imkanları, tuvaletinden lavabosuna varıncaya kadar ihtiyaçlarının giderilmesiyle ilgili çalışmalar ve düzenlemeler yapacağız. ‘Kent Gıda Konseyi’ kuracağımızı söylemiştik. En ucuz ürünün, üreticiden tüketiciye erişmesi konusunda düzenlemeler yapacağımızı söylemiştik. Bütün bu paylaştığımız şeylerde, pazarcı esnafımız bizim çözüm ortağımız. Onu dışarda tutarak değil, çözüm ortağı olarak görüp bunları vaat ettik. O bakımdan pazarlara ve pazarcı esnafımıza çok inanıyor ve güveniyorum. Alacağımız kararlarda bize eşlik edeceklerini de şimdiden hissediyorum. Umarım İstanbul’un pazarları, insanların keyif aldığı, girdiğinde taptaze ürünleri gördüğü, alırken mutlu olduğu şekle bürünür. Elbette ekonomimizin de iyi olmasını diliyoruz. Türkiye’nin üretimin ucuzlaştığı bir ülke olmasını diliyoruz. Bütünüyle her şeye bir anda yetmemiz mümkün değil ama esnafımızla güzel şeyler yapacağız.”

“ÜRETİCİNİN YÜKLERİNİ HAFİFLETMEYE ÇALIŞACAĞIZ”

İmamoğlu, vatandaşa daha ucuz ürünün nasıl sunulacağına yönelik sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Halkımızın baktığı pencere, girdi fiyatı. Afyonkarahisar’da belediye başkanlarımızla yaptığımız toplantıda bunu konuştuk. Özellikle üretim merkezi olan şehirlerimizde Adana, Antalya, İzmir, Aydın gibi. Ana başlıklarımızdan biri de bu oldu, İstanbul kentinin, tüketime doğru gelen üretim mekanizmasında ürünü ucuzlaştıracak hangi tedbirleri beraber alabiliriz noktasında. Yakın bir zaman diliminde de belediye başkanlarımızla İstanbul’da tam gün bir çalışma yapacağız. Biz burada tarım politikalarını geliştirirken, yerelde ne yapabiliriz, gücümüz neye yeter, nereye kadar buna müdahale edebiliriz diye baktık olaya. Gerçekten ciddiye alıyoruz. Ülkemizde bugün var olan pahalılıkta hem işsizlik var hem gelirde düşüş var hem de üretimin giderinde yükseliş var. Her iki yönüyle ters. Maliyet çıkıyor, vatandaşımızın geliri de düşüyor. Böyle bir ortamda sıkıntılar söz konusu. O anlamda biz, üreticinin bazı yüklerini nasıl hafifletebiliriz, ürünlerin İstanbul’a nakli konusunda nasıl destek olabiliriz? Halde birtakım düzenlemeler düşünüyoruz yine maliyeti düşüren. Çünkü işin son noktası pazarcı esnafı. Üzerine bir kar koyacak ve satacak. O çok limitlerde. Orada pazarcı esnafı gereğini yapıyor. Ben bilirim onların tarzını. Yapmak zorunda. Çünkü satacak. Aldığı ürünü o gün bitirecek. Orada bir sorun yok. Bizim, oraya gelene kadar ki kısmı çözmemiz lazım. Ona da biz çalışıyoruz.”

ŞENGÜN: “PAZARCILAR BAŞKANIMIZIA BAĞRINA BASTI”

Gazeteciler, oda başkanı Şengün’e de “Sizin talebiniz ne oldu” sorusunu yöneltti. Şengün, bu soruyu, “Pazar yerleri, dar ve orta gelirlilerin alışveriş yaptığı yerler. Aynı zamanda süper ve hiper marketlerle rekabet eden, halkın ucuz ve kaliteli alışveriş yapma imkanını halkımıza sağlıyor. Belediye Başkanımız da kampanyasını pazar yerlerinden başlattı. Hem esnafımız Başkan’ımızı bağrına bastı hem de İstanbul halkı bağrına bastı. Özellikle meslek odalarına masa açacağı, hangi meslekle ilgili karar alacaksa, ilk önce o meslekle ilgili kuruluşlara danışacağını, onlarla oturup müzakere yapacağını, hep birlikte ortak karar alınacağını söyledi. Bu bizi son derece memnun etti. Zaten sosyal belediyecilikten de beklediğimiz buydu. Kendisine, esnafım adına şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Son derece verimli bir toplantı oldu. Şimdiden başarılar diliyorum” şeklinde yanıtladı.

AKKALE: “ERZURUM KONGRESİ POSTERİNİZE AĞLAYARAK BAKIYORUZ”

Pazarcı esnafının ardından Müzik Yorumcuları Derneği (MÜYORDER) Başkanı Burhan Şeşen ve dernek üyesi sanatçılar Belkıs Akkale, Onur Akın, Hüseyin Turan, Suzan Kardeş ve Mehmet Gümüş, İmamoğlu’na tebrik ziyaretine geldi. İmamoğlu, sanatçılarla keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Türk Halk Müziği’nin güçlü sesi Akkale, İmamoğlu’na, “Başkanım, benim gönüllümde yer etmenizin çok önemli bir yeri var. Unutulmaya çalıştırılan Mustafa Kemal Atatürk ve bizlerin sindirilmek istendiği bir dönemde, siz, güneş gibi doğdunuz. Yollardan geçerken sizin posterlerinizi gördük. En son Erzurum Kongresi’nin yıl dönümüne dair kutla mesajınızın yer aldığı posteri. Ağlayarak bakıyoruz. Onun için çok kıymetlisiniz. Bunun için çok teşekkür ederim” sözleriyle tebriklerini sundu.

ŞEŞEN: “ESKİ DÖNEMDE İBB’DEN İÇERİ BİR KEZ BİLE GİREMEDİK!”

Dernek başkanı Grup Gündoğarken’in kurucularından Şeşen ise, önceki yönetim döneminde İBB’den içeri bir kez bile giremediklerini belirterek, “Bugünleri de gördük çok şükür. Size güveniyoruz Başkanım” dedi. Dernek olarak hükümetten gerekli destek göremediklerini kaydeden Şeşen, “Yorumcu arkadaşların haklarını takip ediyoruz. Siz de tahmin edersiniz ki hakikaten 17 senedir birçok arkadaşımız mağdur oldu bu taraflı yönetimlerden. Yani, kültüre ve sanata tek taraflı bakılması yüzünden çok mağdur oldu arkadaşlarımız. Sizler, insan haklarına, hayvan haklarına ve çevreye duyarlısınız. Telif haklarına da duyarlı olduğunuzu düşünüyoruz. Telif bilincini geliştirmek için bu konu da birlikte çalışabileceğimizi düşünüyoruz” şeklinde taleplerini iletti.

TURAN: “BİZE ‘HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK DUYGUSU’ AŞILADINIZ”

Halk müziği sanatçısı Turan da hükümetten destek göremediklerini ifade ederek, “Bu şehrin 24 saat sanatla haşır neşir olması gerekirken, biz, başka şeylerle uğraşıyoruz. Siz, bize ‘her şey çok güzel olacak umudunu’ aşıladınız” diye konuştu. Sanatçıların ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren İmamoğlu, “Beni çok mutlu ettiniz. Sizlere öyle his vermişsek ne mutlu bana.
Bu konuda şöyle bir şey yapabiliriz. Kültür Sanat Daire Başkanlığımız, kurumsal olarak daha iyi olur. Kültür A.Ş., işin biraz daha aksiyon tarafı. Ama en azından burada politikalar belirlemede kurumumuzun, kamu kurumu olarak asli mekanizması orada işleyecek. Oraya dönük bir talimat veririm. Sizlerin beklentilerine bakarız. Önerileriniz olabilir. Ortak projeler neler geliştirilebilir sanatçı dostlarımızla. Bizler, kültür sanat konusunda yapılanlara saygı duyuyoruz. Ama biz bütünüyle İstanbulluya sanatı hissettirecek bir yolculuğa çıkmak istiyoruz ve bu konuda yapılacak çok şey görüyorum. Bu hem sanatçılarımızın buluşmasını sağlayacak hem de bence sanata olan ilgiyi arttıracak. Bir kasvet oluşmasına gerek yok. Bu şehrin sanata morale ihtiyacı var. Duyguya ihtiyacı var. Bunu da en iyi veren şey, kültür-sanatla ilgili alanlar. Bu konuda zengin bir hazırlık içerisindeyiz. Elbette ki bu da sizlerin katkısı ile olacak bir şey. Göreceksiniz yoğun bir ilişki yaşayacağız sizlerle ve ben dilerim ki İBB’nin her anında sanatçılar da bizimle olsun. Yani hem yaratıcı tarafları ile bize katkı sunsunlar hem bugüne kadar elde etkileri tecrübe ile katkı sunsunlar. Bu şehre katkı sunsunlar. Çünkü sizler aynı zamanda İstanbullusunuz” diye konuştu.