Hürriyet gazetesinden İpek İzci’ye konuşan Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, hayat hikayesini ve hedeflerini anlattı. İyi şeylerin bulaşıcı olduğunu söyleyen Hançerli, “Bizim dilimizde sevgi ve umut var” dedi.
Yerel seçimlerde azim dolu yaşam hikayesiyle Türkiye’nin en çok konuştuğu ilçe belediye başkanı olan Turan Hançerli, hikayesini ve hedeflerini Hürriyet gazetesinden İpek İzci’ye anlattı.
Türkiye’nin ilk engelli belediye başkanı seçilen Avukat Turan Hançerli, Avcılar’daki başarısıyla 31 Mart yerel seçimlerinin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu. Engelli bireylerin yaşadıkları ayrımcılık ve eşitsizliğe karşı büyük bir mücadele veren Hançerli, kendisinin de adaylık sürecinde karşılaştığı; “Engelli belediye başkanı olur mu”, “Halkın elini sıkamıyor, vatandaş nasıl karşılar” gibi önyargıları halkla kurduğu sıcak iletişimle yıktığını söyledi.
Çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Turan Hançerli, 18 yaşında iki kolunu birden kaybetmesiyle sonuçlanan feci kazayı, hayata yeniden sımsıkı tutunuşunu, neden avukatlık mesleğini seçtiğini ve Avcılar Belediye Başkanlığı’na uzanan hikayesini şu ifadelerle anlattı:
“Kendinizi bırakırsanız her şey daha zor olacak ama dirayetli durup güçlü olabilirseniz, hayata tutunabilirsiniz. Biz de tutuntuk; tutunmak yetmedi yürüdük, yürümek de yetmedi koştuk. Şimdi buradayız.
Zor işlerden korkmuyorum. Zorlukların üstesinden geleceğiz. Bir çiftçi çocuğuydum. Kendi ayakları üzerinde durabilen bir avukat, 25 yıllık sivil toplumcu ve başkasının derdini kendine dert edinen bir belediye başkanı oldum. Bu işler kolay gerçekleşmedi.”
Avcılar Belediyesi’nde göreve geldikten sonra ilk iş olarak lüks tüketimi bitirdiklerini belirten Hançerli, “Hala kendi aracımı kullanıyorum, mazotunu da kendim koyuyorum. Tabi ki bir araç alınacak ama lüks olmayacak.” dedi.
“Çok şükür iki gözü görmeyenler de var sen haline şükür et” diyorlar. Ben aksine, onları duyunca daha çok üzülüyorum. İnsanların benden daha zor durumda olmalarına şükür edemiyorum. “Başkaları daha kötü, ben daha iyiyim buna çok şükür” lafını söyleyemiyorum.