Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, belediye hizmet binası arkasında personeli ile bir araya gelerek 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladı. Çalışma arkadaşlarına seslenen Başkan Yılmaz, birikmiş ikramiyelerin ilk diliminin ödeneceğini müjdeleyerek, “Çalışanlarımıza alın teri kurumadan ücretinin ödenmesi gerekir. Bu bir başlangıç olsun, arkası seri adımlarla gelir inşallah” dedi. Yeni görev dönemine ilişkin bilgilendirme yaptıktan sonra Başkan Yılmaz, personelin durumu hakkında önemli bir konuşma gerçekleştirdi. Özellikle vatandaşlara güler yüzlü hizmet verilmesi için uyarı yapan Başkan Yılmaz, adalet ve eşitlik ilkelerinden asla taviz verilmeyeceğinin altını çizdi.

VAZİFEMİZ BİR TAKIM OYUNUDUR

Başkan Yılmaz, konuşmasında şunları söyledi: “Sizlerin huzurunda olmaktan, Silivri Belediye Başkanı olarak bulunmaktan, doğup büyüdüğüm, yaşadığım topraklara hizmet etme imkânı bulduğum için duyduğum mutluluğu sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz yola çıkarken tüm Silivrililere şunu söyledik; Silivri gerçekten İstanbul’un 39 ilçesi arasında çok nadide, güzel bir yere sahip. Tarihi dokusu, 40 km sahili, tarımsal alanları, organik tarımın yapılabildiği yani bir marka kent olabilme adına tüm potansiyelleri içinde bulunduran çok şirin bir kasaba. Ama maalesef ki Silivri’yi idare eden anlayışın ve idarecilerin bu marka kent olabilme özelliklerinden bir haber olarak Silivri’yi yönettiklerini iddia ettik. Vatandaşın teveccühüne mazhar olmak için buradan yola çıkarak marka kent Silivri için oy istedik. Şimdi onların oyları ile Silivri Belediye Başkanıyız. Hemşerilerimiz bize bu hayalimizi gerçekleştirme fırsatı verdi. Esasında hayallerimize ortak oldular. Biz Silivri’nin umuduyuz dedik, gelin bizimle Silivri’nin umudu olun dedik. Sesimize ses verdiler, uzattığımız eli havada bırakmadılar. Onlar görevini yaptı, bizi vazifelendirdi, omuzlarımıza bir yük yüklediler. Biz bu yükün ne kadar ağır bir yük olduğunu bilmekle birlikte bu yükü taşıyacak güçte, azimde ve kararlılıkta olduğumuzu tüm Silivri’ye göstermemiz gerekiyor. Benim bu anlattıklarımı yapabilmek için tek başıma olmam, meclis üyelerimizle veya başkan yardımcıları ile olmam yeterli değil. Bu bir takım oyunu. Öncelikle bir takım olduğumuzu, en aşağıdan en yukarı kadar hiyerarşik yapılanmanın içerisinde herkesin bir görevi, bir misyonu olduğunu unutmadan, omuz omuza takım gibi mücadele ettiğimizde göreceksiniz. Daha mutlu, daha huzurlu, refahı artmış, bolluğun bereketin arttığı herkesin ama herkesin görmek için can attığı bir Silivri’yi hep beraber inşa edebiliriz. Bunları yaparken hep birilerinden bir şey beklemek değil, bir işi kavramak, ucundan tutmak ve hayalimize ortak olan bu şehrin paydaşlarının hizmetkarı olmak durumundayız.

BENİM HİZMET ANLAYIŞIMLA SİZİNKİ ÖRTÜŞMELİ

Ben Silivri’nin hizmetkarı olmaya geldiğimi iddia ettim. Belediyeyi yokuş yeri değil, iniş yeri yapmaya geliyorum dedim. Belediyede sizi güler yüzle karşılayan personellerim olacak, size hizmet etmek, kolaylık sağlamak için, bugün git yarın gel mantığını ortadan kaldırmak için, sizlerin işlerinizi çok hızlı bir şekilde çözmek için geliyorum dedim. Resmi, devlet tarafından istenenler dışında sizden hiç bir şey istemeden, dürüst, çalışkan, şeffaf, denetlenebilir, herkesin Silivri’nin her kuruşunda hakkı olduğundan hareketle, bir kuruşunun çarçur edilmediği, kimseye peşkeş çekilmediği, kişilere gruplara değil; vatandaşlara öncelik veren bir belediye olacağımızı vaat ettik. Ben bu yolda yalnız kalsam da emin adımlarla yürüyeceğimi söyledim. Volkan Yılmaz başkan olduğunda, belediyedeki personelin, başkan yardımcılarının, temizlik çalışanların işine son verecek dediler. Kahvelerde, çay bahçelerinde, miting alanlarında şunu da ifade ettim: Ben göreve geldiğim günden itibaren ehliyet, liyakat, çalışkanlık, dürüstlük prensibini şiar edinmiş, vatandaşa hizmetkâr olan her arkadaşımla, siyasi görüşü ne olursa olsun, hangi partiye gönül verirse versin, memleketi, dini inancı ne olursa olsun beni ilgilendirmeyecek dedim. Bu prensipler ile herkesle çalışacağımı ifade ettim. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren uyguladığımız ve uygulayacağımız prensip bu olacak. Benim kabul edemeyeceğim tek şey, insanların işini sevmemesi, sevmeden o işi yapması, vatandaşa zorluk çıkarması ve işini doğru yapmaması.

BİR ÇEMBER DÜŞÜNÜN TAM ORTASINDAYIM

Performans değerlendirmesi dedik. Müdürler ile yaptığımız toplantıda benim hiç kimseye bir rezervim, sözüm, ne makam ne mevki yok dedim. Kişilerin değil vatandaşların, Silivri’nin belediye başkanı olacağım. Partililerim, yol arkadaşlarım bana kızabilir ama vatandaş kızmayacak dedim. Bir çember düşünün tam ortasındayım. Belediye, partilere siyasi hareketlere göre hizmet verme yeri değil. Silivri’de yaşayan 187.000 kişiye hizmet etme yeridir. Varlıkları ile şereflendiren tüm mesai arkadaşlarıma şunu ifade etmek istiyorum; benim hizmet anlaşımla sizin hizmet anlayışınızın örtüşmesi lazım. Performansınızın benim performansıma yaklaşması lazım. Denetlenebilir, gelirleri takip edilebilen, gelirleri arttırılan, gider kalemleri çarçur edilmemiş, hiç kimseye özel bir iş verilmemiş, tasarruf edilen bir belediye anlayışı ile bu belediyeyi yönetirsek, göreceksiniz ki 5 yılın sonunda denk bütçeli, bütçesini fazla verebilen, insanların yaşamaktan mutlu oldukları sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerin yapıldığı, eğitimin arttığı, aynı zamanda insanların birbirine sabah günaydın diyebildiği bir Silivri’yi hayal ediyorum.

HİÇ BİR ÇALIŞANIMIZ BOŞVERMİŞLİK GÖSTERMEMELİ

Silivri Belediyesi’nde bulunma gerekçemiz, Silivri’de yaşayan insanlarımıza hizmet etmektir. Bunun için mesai harcanmakta ve karşılığında da bir ücret alınmaktadır. Takdir edilen ücretin hak edilmesi lazımdır. O sebeple herkes ama herkes görevinde yüksek bir başarı ortaya koymalıdır. Hiçbir çalışanımız işinde boş vermişlik göstermemeli, ihmalde bulunmamalı. Silivrili vatandaşlarımız işini görmek, ihtiyaçlarını karşılamak üzere geldiğimiz belediyemizin kapısından hiçbir vatandaşımızın mutsuz bir şekilde çıkmamalıdır. Bana göre; belediyecilik dokunmaktır, düşünmektir, hissetmektir ve aşkla sorunlara odaklanmaktır. Belediyecilik; gülümseyen yüzdür, uzatılan eli geri çevirmeyen cömertliktir. Darda kalanların acil yardımıdır. İşte hepinizden beklediğim bu temel anlayışa uygun bir çalışma performansı göstermenizdir. Seçimler geride kaldı. Silivri’de yaşayan herkesin olduğu gibi belediye çalışanlarımız da kuşkusuz siyasi bir tercihlerde bulunmuşlardır. Hiçbir kimsenin siyasi tercihinin bir başka siyasi tercihe karşı üstünlüğü olamadığını bilmenizi isterim. Herkesin herkese saygısı olması gerektiğini hatırlatmak isterim. ‘Benim siyasi tercihim kazanamadı, dolayısıyla kazananın başarısız olması için elimden geleni yaparım’ anlayışını kabul etmem mümkün değildir. Özellikle yönetici pozisyonunda çalışan arkadaşlarımız daha iyi biliyorlar ki, belediyemizin gelir ve giderleri arasında dengesizlikler ve yetersizlikler vardır. Maalesef İstanbul’umuzda borcu yüksek olan belediyeler arasındayız. Bu sebeple çalışanlarımıza da borcumuz bulunmaktadır. Dolayısıyla Silivri’ye hizmetimizi aksatamayız. İşlerimizi yaparken azami ölçüde tasarrufa gidilecek ve gelir artırıcı çalışmalar yapılacaktır. Çalışmalarımızda, hizmetlerimizde, adalet ve eşitlik ilkelerinden asla taviz verilmeyecektir. Çalışanlarımız sorun üreten değil, sorun çözücü olmak zorundadır.

EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜNÜZÜ KUTLUYORUM

Ben, ‘Önce ülkem ve milletim, sonra ben’ diyeceğim. Bütün çalışanlarımızın da bu anlayışa uygun hareket etmelerini istiyorum. İkramiyelerinizin çok uzun zamandır birikmesinin kabul edilebilir bir yanı yok. Hızlı bir şekilde dengeyi göz önüne alarak, bu ikramiye borçlarınızın ilk dilimi hemen ödeyeceğiz. İnşallah güç ve çalışma azmi verir. Çalışanlarımıza alın teri kurumadan ücretinin ödenmesi gerekir. Bu bir başlangıç olsun, arkası seri adımlarla gelir inşallah diyorum. Hepinize iyi mesailer, iyi çalışmalar diliyorum. Bu vesileyle 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nüzü de kutluyorum.”